Sınıfça yağmurun deli
gibi yağışını izliyoruz. Yağmur damlaları önce cama çarpıp narin bir gelin gibi
süzüle süzüle yerçekimine itaat ediyor.
Bütün gelinler narindir gibi bir mantık aranmasın burada. Kazulet gibi gelinler
gördüm ben. Kendimle ilgili yorum yapamayacağım çünkü gelinlik giymedim. Zaten
de mundar.
Yağmur diyordum. Camdan
süzülüşünü izlerken Yusuf, “Aaa cam ağlıyor, işte bu da gözyaşları, e ama
gözleri yok bunun!” dedi. Çocukla deli aynıdır derdi annem. Haklıymış. 30
deliyle günde altı saat geçirirsen sende de akıl kalmaz. Kınamayalım.
Bu ara işler iyice
sarpa sardı yine. Her şey karman çorman. Neyi nereye koyduğumu, kimi nereye
koyacağımı bilemiyorum. Senaryoda mantık hatası var gibi.
Ben sporcunun zeki,
çevik ve ahlaklısını severim demiş ya hani, akıllısını unutmuş. O da insan.
Unutmuş işte. Bense unutmak istediklerimi bir türlü unutamıyorum. İnsan değilim
ben.
Zeki, çevik ve
ahlaklı olabilirim ama akıllı değilim. Hatta aptal sayılırım.
Bir insanı sevmek
için zeki, çevik ve ahlaklı olması yetmez hem.
Bir insanı sevmek
için zeki, çevik ve ahlaklı olması da gerekmez.
Cehennemin dibinden
selam ve sevgiler.
Amin.
başlığı görünce bu film zannettim önce... baktım değilmiş... ama bu vesile ile filmin izlenmeye değer olduğunu söylemeliyim... linkini de yolluyorum..
YanıtlaSilsevgi ile kalınız!
http://direkizle.net/yagmuru-bile-even-the-rain-izle.html