9 Kasım 2012 Cuma

Dangalak kimdir?

Yıllar evveldi. Dört kadın kendi aramızda laflıyorduk. İçimizden biri evliliğinde ne denli mutsuz olduğundan, kırılmışlıklarından, incinmişliklerinden dem vuruyordu. Bir diğeri de bulunduğumuz ortama ilk kez katılan bir kadındı. Bu muhabbetin üstüne söz aldı ve kocasınının ne kadar mükemmel bir eş olduğundan, kendisini sürekli hediyeler boğduğundan, gezmelere götürdüğünden uzun uzun bahsetti.
Hiç birimiz yorum yapmadık, sadece dinledik. Sonra derin bir ölüm sessizliği kapladı odayı. Kimse ne diyeceğini bilemedi. Yaralı bir kalp taşıyan kadının gözlerine baktım. Acısı dörde beşe katlanmıştı adeta. Üzülmekle kalmayıp, diğer kadına hınçla dolmuştum. O günden sonra o akıl fukarası, budala hatunla bir daha görüşmedim. Tüm ısrarlarına rağmen hem de.
Demem o ki, başkalarının mutsuzlukları karşısında kendi mutluluklarını öne süren insanlar en gereksiz insan modelidir. Hadi daha Türkçe söyleyeyim; dangalaktır. Yok yok, dangalağın önde gidenidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder